22 December 2011

tekne


yer Karaincir, tek sitesi. Yıllardan doksanların ortası, belki de altısı. kendine ait kumsalı olan sitede bir haftaiçi, ögleye dogru. Şemsiyesiz kumda bir elimde kitabım, diğerinde uzaktaki tek ağacın altındaki bankta gazetesini okuyan dedemi kollar halde sigaram, narçiçeği rengi bikinim, güneşle icice bir haldeyken, dedemin uzaktan hadi sanem ögle sıcağı artık eve, yemeğe çağrısı. Anneannemin semizotu yemeği, çoban salatası, annemle içilen yemek sonrası türk kahvesi, tekrar sahile iniş, güneş, deniz, kitap, uyku hali, ve çalan telefonla birlikte doğrulmamla aspat tarafından bizim koya giren teknenin tezahürü, ve telefondaki ses: Buralarda mısın, denizin ortasındaki Benim, görüyor musun? Ne demişti yazar, meğer en mutlu olduğum günmüş, sonradan anladım..


Yazıda geçen  aile fertlerim artık hayatta değiller, onları da anmış oldum, zaten burda o yeknesak yaz gününün içindeyken o kadar mutlu olmadığımı duyumsamama üzülüyorum.. Hepsini çok özlüyorum.

4 comments:

Nalan Ünal said...

İnsan her şeye alışıyor ama o özlem duygusu çok acı...Nur içinde yatsınlar.

Deli Anne said...

Çok etkiliyor beni geçmişin hüznü, çoook!

Melange said...

su kisacik yazida o kadar cok sey anlatmissin ki...cok etkiledi beni..

Under Cover said...

"ve çalan telefonla birlikte doğrulmamla aspat tarafından bizim koya giren teknenin tezahürü, ve telefondaki ses: Buralarda mısın, denizin ortasındaki Benim, görüyor musun? Ne demişti yazar, meğer en mutlu olduğum günmüş, sonradan anladım.."
Evet bence de en mutlu gündü...
Sanırım bu kişiyi sende, bende çok iyi tanıyoruz...