Düşmanın karşısında durdular, düşmanı karşılarında durdurdular...
İşte o nedenle ''Çanakkale'nin Kaleleri'' diyoruz onlara,
her birini tek tek bir kez daha minnet ve şükranla anarken...
Onlar, o günkü varlıklarıyla vatanımızı kurtardılar, bizim rahat uyuyabilmemizi sağladılar.
O günkü varlıklarının bugünkü görüntüleriyle ise, şimdi de uyanmamızı sağlıyorlar...
Işıklar içinde yatsınlar...
Bütün Dünya dergisinden alıntı olup, yazının devamı ve ilk kez yayımlanan fotograf için buraya lütfen...
6 comments:
merhabalar arkadaşım.iadeye geldim.etamin işleri çok güzel.ben de bu kanavice şablonlarını tel kırma işinde kullanıyorum.birkaç modeli kaydettim.tanıştığımıza sevindim.sevgiler
Ne cefalar çekilmiş, ne destanlar yazılmış, GEÇİLMEZ! denmiş iznimiz olmadan. Ya günümüzde ingilizce özentisi ile Eurovizyon'a katılırken, dükkanlarının tabelalarına Donerchi yazarken içleri sızlamıyor mu? Atalarımızın kemikleri sızlamıyor mu?
Sevgili Sanem;
Eşimin dedesi, eşimin büyük amcaları, benim büyük amcam orada yatıyor. Biz de torunlar olarak diyoruz ki; Çanakkale hiç bir zaman geçilmeyecek.
Çanakkale'ye iki kez gittim, ve şehitlikleri ve siperleri gezdim. Görünce daha bir başka oluyor insan. Şehitlerin en yaşlıları 26-27 yaşlarında mesela. Ne acıklı bir yaş "yaşlı" sayılmak için değil mi? Bir avuç genç, bütün imkansızlıklara rağmen nasıl da inanmışlar, direnmişler ve ne büyük bir destan yazmışlar.
Hakkımı milyon kez helal ediyorum hepsine. Tüm Çılgın Türkler'e. Ne büyük gurur onların çacukları, torunları olmak.
Sevgiler
Yorumlarin uzerine daha baska diyecek bir sey bulamadigimdan sevgiyle birlikte saygilarimi da iletir, iyi haftalar dilerim herkese..
Umarım ve dilerim ki, onların kanlarıyla suladığı bu topraklara sahip çıkan, hala uyanık kalabilen vatan evlatları hep var olsun.
Çok öpüyorum seni.
Post a Comment