05 April 2007

Durian


Çin marketine gittikçe şeytan bana al şu meyveyi dene Sanem der dururdu. Normalde kiraz ve erikten başka öyle aman aman meyve sevmememe rağmen, bu sefer galip gelen ben değildim ve kendileri gelip yerleşti mutfağa ve başladı benim hassaslığıyla nam salmış burnum bu işten en zararlı çıkan olacağına üzüntüsünden direkleri yıkmaya. Akşamdan tezgaha bırakılan Durian adlı bu meyve sabah kalktığımda çıkartabileceği kadar kokuyu çoktan çıkarmış , pastırmadan sonra ikinci besin olarak kokusuyla beynimde sırasını kapmıştı.

Durian Güneydoğu Asya'ya özgü olup, o civarlarda meyvelerin kralı diye bilinmekteymiş. Dikenli denilse de öyle ele çok batan, can yakan bir diken değil, görüntüsü etkilemesin. En çok tüketen ülkeler ise Filipinler başta olmak üzere, dünyanın üçüncü büyük adası olan Bornea'nın Brunei eyaleti , Malezya ve Endonezya'ymış. Ve hatta Endonezya'da bunun için bir deyiş bile varmış; Ketiban durian runtuh. Türkçesini ise kafaya durian düşmesi şeklinde çevirip, anlamını ise beklenmedik bir şans veya kısmet olarak benimseyebiliriz. Yaprakları ise ateş düşürücü olarak kullanılırmış, nane limon sevmeyen çocuklara "sana durian yediririm görürsün, iç şunu" demek için uygun olabilir aslında.


Bu da kesilmiş hali. Vıcık vıcık ve sapsarı birşey var içinde, Acun Ilıca'lıyı getirdi aklıma, bence ikinci tur için kullanılır bu, o kadar kesifleşti ki kokusu kesince.. Alırken ne böyle kokuyordu ne de bir ipucu vardı inanın.. Yok yemedim, en azından ben yemedim, tadına bakan ve hatta beğenen oldu ama benim mimikler ve yaptığım benzetmeler ahaliyi soğutmaya yetti ve kendisi en uygun yere nakledildi.


Durian için ille de daha çok bilgi arzu ederseniz, gidilecek adres bellidir.


25 comments:

pecete said...

Çekmiş olduğun veyayınladığın son kare, zaten olyı güzel özetledi. Biz yiyene engel olmayalım derim. Sevgiler...

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Gözünü seveyim elmanın, armudun, portakalın..:) Verdiğin bilgiler için sağol valla, olur a günün birinde karşılaşırsak kendisiynen, hemen yolumu değiştireyim.:)))

NAZLICA said...

Ben de bilmediğim lezzetleri deneyemem. Denemeden de emin olunmaz ki, aldığına iyi etmişsin, bir daha aklından bile geçirmezsin. Aslında Uzakdoğuda müthiş lezzetli meyveler var bunu niye meyvelerin kralı olarak ilan etmişlerki acaba. Kendi damak zevkleri malum, bizim bakamadığımız iğrenç mahlukları lüp lüp yutuyorlar:)))İyi tatiller

Ferhanca said...

Bu meyve değil sanki deniz canlısı :))
Burun konusu ,aynen ben de senin gibiyim..

MorKoyun said...

Hikmetinden sual olunmaz tabi, vardir mutlaka seveni ama kesitten korkunc gorunuyor:) Basina bu canlidan dusen insan neden kismetli ve sansli oluyormus onu anlamadim, hani bosu bosuna oldu yazik manasinda oteki dunyada mi kiymet goruyor acaba??:))

Nilgun said...

Çooooook kötü kokar o . Tayland da tanıştım kendileriyle.Orada otellerde sıgara içmek yasak levhaları gibi levhalar var, Durian yasak diye. Otellere durianı sokmak bile yasak.
Almamak, yememek bir kayıp değil.
Nilgün Sözer
http://moldavit.wordpress.com

Berceste said...

Sen hem al getir, tezgahta bırak, hem de kötü kokuyor de! :) Üzüntüsünden kokmuştur gariban. Fotoğrafta durum yeterince açık görülüyor. Dr Bernard'ın açık kalp ameliyatından çıkmış gibi :P Denemeye cesaret gösterenleri benim yerime de takdir eder misin lütfen? Bu arada Nilgün'ün yorumundaki Durian yasak yazısına hala gülüyorum. Heathrow'da Hint, Pakistan ya da Sri Lanka kökenli bir hatunun bavulunu açtırmıştı güvenlik görevlileri. Kokudan ben bile yanlarından geçerken fenalaşacaktım. Acaba içinde Durian mı vardı? Tipi de Lycee'ye benziyor ama Lycee'nin tadı güzel... Teşekkürler paylaştığın için.

Sanem said...

Sevgili Peçete, hiç birşey yazmadan direk bu fotoğraflar yeterdi aslında, haklısın ;)

Incegülcüm, her gidişimde hala var mı diye bakıyor, yerine yenisinin koyulmadığını görünce, sonuncusu da bize nasipmiş veya en son kurban benmişim diye gülüyorum ;)

Ah Nazli'cim hiç sorma, neler neler daha keşfettim o markette anlatmam lazım. Dediğin gibi denemeden de bilinmiyor bu işler, bir ara da kurutulmuş balık yumurtasına meyillenmeyi düşünüyorum, çekirdek görüntüsünde..;)

Ferhan'cım ;)) Evet valla, et gibi zaten iç derisi, bizden de ilk acaba canlı olabilir mi diyen vardı.

Admin said...

Merhaba Seker Sanem, hee he he, niye biliyormusun,genelde cin mahallesinden sebze alirim cunki taze satiyorlar.Bu meyveyi her zaman goruyoruz, kizim kac kere alip denemek istedi ben engel oldum,bu ne allah askina deniz kestanesine benziyor bos ver dedim.Iyi ki almamisim simdi sana guluyorum cok hossun tatlim ne yapayim, ama onlarin baska cok guzel meyveleri var mesela sari renkte greyfurttan daha buyuk boyda portakal gibi adini hatirlamiyorum su an, deneyebilirsin Turklerin damak tadina uygun bana guven begenmezsen ben gelir yerim, amerika niresi ki surasi, seni cok opuyorum seker take care byee,sevgiler.

Sanem said...

Morkoyuncum kafana düşüp te hala ayaktaysan sen cidden şanslısın demek oluyor kanımca bu. Ondan sonra da damlamaya başlıyordur geri kalan şans da artık. Toplayanların kask giymesi mecburi sanırım. Zaten bir ağaç kaç tane verirki bundan, dal taşımaz.

Nilgün hanım, hoşgeldiniz öncelikle, ben de sizin resimlerinizi beğenenlerdenim. Dediğiniz tabelaları gördüm araştırma yaparken. 500 dolar ceza gibi birşey bile hatırlıyorum sanki ;)

Bercestecim ;) bavul deyince sen, aklıma geldi,buldun değil mi kaybolanları ? O bavulu açılan bayan Sri Lanka'lıysa muhtemeldir durianla ilişkisi..

Sanem said...

Haticecim ;) Sen kızını yönelt benim buraya, bak bakalım bir daha teklif ediyor mu ;) O portakal gibileri ben de biliyor, çok beğeniyorum. H-Mart buradaki Çin sebzecisinin adı, neredeyse her gittiğimde en az bir hemmemleketliyle karşılaşmam benim burasını Salı pazarı olarak görmeme sebeb oluyor. Beklerim gelin yolunuz düşerse, hem memnun olur, hem durianlı puding yeriz ;p Selamlar ;)

Tuba said...

Morkoyun'un yorumu cok hosuma gitti:)) Aynen katiliyorum,

Tijen said...

Çok açıklayıcı oldu benim için Sanem çok sağol! Merakımı gidermiş oldun çünkü evdekilere söyleyip duruyordum acaba alıp denesem mi diye. Burada bir pound'u 99 cent gibi bir fiyata satılıyor, herhalde 2.5-3 pound'dan aşağı çekmez. Yine de hala merak ediyorum desem?
Tijen

Sanem said...

Tuba ;) sizin oralarda da var mı bunlardan?

Tijen, eğer hafif çatlamış bir duriana rastlarsan, kokla bir önce, ben başederim bu kokuyla dersen, denenebilinir belki, ama cidden çok yumuşak, pişmiş soğan+ neft yağını cimnastik çorabı ile soslayın demiş bir gezgin, koku budur..
Sevgilerimle

Anonymous said...

İçi gerçektende pek iştah açıcı görünmüyor :)

Berceste said...

Ay yolladılar bavulları Sanem, yolladılar, bir de üzerine kaç para istiyorsun diye e-posta yolladılar. Sus parası herhalde. Cevap vermedim sinirimden, hala sinirlerim yatışsın diye bekliyorum! Susanlara da para yollamışlar!

Sndrfknella said...

Ama bu Alien!!! Birileri kesin Durian'dan ilham almıştır filmlerdeki tuhaf yaratıkları yaratırken :D

İstanbul'dan kucak dolusu sevgiler :)

Admin said...

Tatlim benim sagol zarif davetin icin. Kizimin ziyaret ettigi 3 siteden birisin sen, zaten o gormus gulup duruyordu:))
kucak dolusu sevgiler canim...

Anonymous said...

Bu meyvemsi şeyin görüntüsü ne öyle ya :)
Sana katılıyorum Sanemcim, türlü benzetmeler yaptım görünce, kendi kendime midemi altüst ettim bak şimdi :)

nilay said...

Sanem'cim;
iade-i ziyarete geldim sana :) sık sık beklerim bundan böyle...Durian ı tv de ayna belgeselinde görmüştüm...aynen anlattığın gibi kokusundan bahsetmişti sunucu orda da :) damak tadları ne kadar faklı kültürden kültüre değil mi...sayende durian konusunda daha fazla bilgiye de sahip olmuş olduk :))ben çok meraklıyımdır...e azından artık denk gelirsem birgün denemeye kalkmam yazdıklarını okuduktan sonra...teşekkürler

Sanem said...

Içi sizi, kokusu beni yakar Meltem'cim ;)

Berceste, ben son dakka bıle kontrol ettiririm bavulları, öyle bir takıntım var, işin içinde yıllar geçirince ihmalkarlıkları ve işgüzarlıkları bildiğimden olsa gerek, ahkam keserim ;)


Sndrefknella ;) Onların en azındna şekli şemali bundan daha çok belliydi sanki..

Hatice'cim benden de kucak dolusu sevgiler kuzeye doğru ;)

Bilun'cum biran önce yeni şeyler eklemek istiyorum aslında günlüğe, pek keyifli değilim, açar açmaz bunu görmek beni sıkmaya başladı artık ;)

Nilay,o yumuşak kurabiyeler güzel gözüküyordu, deniz kabuğu şeklinde olanlar ;)

ssbb said...

Ben olsam denerdim.
Durian şeftali soğan karışımı bir tada sahip. Seviyor musun derseniz; bilmiyorum.
Ama olsa gene yerim.
Tijen, 3 dolar yeni bir meyve tatmak için bence makul bir fiyat, ama bir kişi bütün durianı bitiremez zaten.
Siz en iyisi üç arkadaş birleşip alın:)

Sanem said...

Ben de Tijen'in benim etkimde kalmayıp, deneyeceğini düşünüyorum aslında. Dediğiniz gibi bir kişinin bitirebilmesi zor, ertesi güne dolapta muhafaza edilmesi ise diğer besinler adına zor ;)

Sweety said...

ay merhaba sanem migdem kalkti desem yeridir:) ama ben bunun kutu meyvesuyunu icmistim ve cok begenmistim. hatta almayi bile dusunuyordum ama simdi cok kafam karisti ya en iyisi sacma sapan ne oldugu belli olmayan koca canavar gorunumlu garip meyvadan vazgecmek :) sevgileer

Yasemin said...

merhaba sanem, diyeceksinki ilk kez siteme giriyorsun yorum yaza yaza buna mi yazdin ;) e olsun varsin :)
benim ablam 2 sene kadar cin de yasadi. o nedenle bende bu meyveyle tanisma firsati buldum. ama kendisi ile degil kokusuyla. bir taksiye binmistik ve arabanin icin cok kotu kokuyordu. ablam durian almis dedi. soforo sordu sofor suanda bagajda dedi. ve ben ogurmeye basladigimi ve sarardigimi hatirliyorum. sofor bana gulup durdu. bende icimden yahu bana ne guluyorsun sen kendine gul diyordum. bu kadar igrenc kokan birseyi hangi damak tadi kabul ederde yer yaa.. halen aklima gelince rengim degisiyor :) paylasiim dedim :) gorusmek uzere..