07 June 2007

Sanat müzesi

Benjamin Franklin'le anılan Philadelphia, bağımsızlık bildirgesinin imzalandığı yer, dolayısıyla ilk başkent olmasına rağmen, halkın azımsanmayacak çoğunluğu maddeye bağımlı bir şekilde yaşar. Haftanın üç günü kendini partilere ve benzeri yerlere atanlar, diğer günler sabit işleri yoksa, ertaftaki görüntü bozukluğuna katkıda bulunurlar. Şehrin merkezindeki 8 veya 9 bina uzaktan hoş gözükse de, topu topu iki caddeden ( South ve Market) ibaret olan bu yığının tersine, diğer yerlere girmeye korkarsınız, lakin criminal report sıralamasında oldukça üst seviyelerde gezer bu şehir. Philadelphia Sanat Müzesi'nin merdivenleri her ne kadar Rocky I filmine sahne olduysa da, asıl gece vakti merdivenleri tırmanan kedi büyüklüğündeki fareleriyle ünlüdür. Müze, 1877 yılında kapılarını halka açmış ve halihazırda Amerika'nın en büyük müzesi olarak bilinmektedir.



Müzeye giriş 12 dolar, pazar günleri ise gönlünden ne koparsa. Flaşla fotoğraf çekmek yasak olduğundan, pek iyi çıkmadı alttakiler, e bir de ben hala kamerasızsam, durum en fazla bu kadar oluyor.

Kütahya çinilerimiz,

Osmanlı zamanından ceviz Sultan Beşiği,


Man With a Lamb, 1943, Pablo Picasso.

Portrait of Madame Augustine & Baby Marcelle,1888/89,V.Van Gogh,Dutch.

Arab Chief, 1874, Mariano Fortuny, Spanish.


Harem Guard, 1878, Eduard Charlemont, Austrian

Portrait of Emilie Ambre as Carmen, 1879, Edouard Manet, French.


Day Dreams, 1883, Sir George Clausen, English.


9.Yüzyıl, Yıl Sembolleri, Çin

9.Yüzyıl, Mezar Yastığı, Çin.


17. Yüzyıl, İngiliz, Alman.

18. Yüzyıl, Hamadan, İran.
Ama Kürdistan da olabilir diye yazmışlar. Adamlar zaten gündemde olan niyetlerini, çoktan uyguluyorlar, biz ise herşeyi unutmaya meyilli yaşamaya devam ediyoruz. Hatta tıklayın Kurdistan'a, Wikipedia nasıl göstermiş, bakın.
Aslında bu yazımı, ressamlarla aramın aman aman olmadığını, en sevdiğimin Salvador Dali olduğunu söyleyip, kapatmaktı niyetim. Hani kimileri vardır, resme bakıp ressamını, hatta ressamla da yüzyılını bile söyler, yok , ben hiç o boyutta olmadım/olamadım. Ama biliyorsam da doğrusunu ve hatta derinliğini bilmek ister ve özen gösteririm o başka. Neyse, ben gene izninizle bu yazımı da Recep efendi ve tayfasına seslenerek bitirmek istiyorum efendim. Şöyle ki; bugün de üç şehit verdik, ( Recep Tayyip, kelle der şehitlerimize, kelle koltukta oturan kendisi halbuki) cenazeleri halkla asker bir olmuş kaldırıyor, ne bir taziye ne de cenazede sizden birileri var. Aymaz hatta utanmazlığın sonundasınız, halk sizden nefret ediyor, haberiniz var mı? Dış işlerinden sorumlu Bakanın da o tutturduğu 'diyalog'lar içinde boğulması tek temennimdir. Yazıklar olsun size. Sizi tekrar seçen olursa, onlara da ayrıca yazıklar olsun, bunca şehit ailesinin canı yanarken, elinizi vicdanınıza koyun, aklınızı da başınıza.

10 comments:

Deniz said...

Wikipedia Türkçe olarak farklı şeyler yazmış sanırım. Sözkonusu kişinin oğlu kanser diye askere gitmemiş, oğlu askere gitmeyen bir insan bırak şehit vermeyi; bunu anlamayı bile nasıl başarabilir ki? Kimse ölmesin onun cocuğu da ölmesin. Yan gelip yatmamış evlatlarımızın ailelerinden tepki görecek mi, merak ediyorum.

müze görüntü ve bilgileri için teşekkürler ederim.

NAZLICA said...

Odaklandığımız her şeyi hayata geçiriyoruz Sanemciğim.Biz bunların tam tersi bir görüşe odaklanarak hakettiğimizi almalıyız. Müze'nin fareleriyle ünlü olmasına şaşırmadım desem yalan olur. Vardır bir sebebi. Sevgiyle canım

Admin said...

Sevgili Sirinem Merhaba,
bak simdi hangi bir yazdigina cevap verecegime sasirdim vallahi.
Bunlarin bizden caldiklarini sergilemelerine, onlar icin maalesef bizim icin iyiki bir tarihleri olmamasina, henuz 13 yasindaki cocuklarinin bile uyusturucunun pencesine dusmus bir milletin eline gecirdigi ne idugu belirsiz bir halidan asilsiz tarih siyaseti yapmalarina, Canim Ulkemdeki ne idugu belirsizlerin devletin basinda olmalarina verip veristirsem yeridir, ama yerim dar derlerya!
Allah sehit ailelerimize sabirlar versin. Bu kadar olumsuzluklarin icinde sana guzel bir haftasonu dilemek isterim yinede, sevgilerimle canim...

Anonymous said...

Philadelphia Sanat Müzesi'nin onunden bircok defa gectik. Ama kismet olmamisti icini gezmek. Sayfanda yervermene sevindim. En yakin zamanda benimde gitmem lazim. Guzel bir haftasonu gecirmeni dilerim guzelim.\
Sevgiler.

Anonymous said...

Ben Phgiladelphia'da yasadim. Baska sehirlerde de yasadim ama sokaklari bu kadar korkunc olan bir baska sehir yok. Tabii cok hos, nefis yerler var ama bazi sokaklar var ki, biz arabayla gecerken, herifin biri vurmasin diye arabanin icine cokup gecerdik. Brian'i 5 dolar icin sirtindan defalarca bicakladilar. Soyulmayan, hayati bir kredi karti icin tehdit edilmeyen arkadasim yoktur orada. Hos, Istanbul da yetisiyormus ogrendigim kadariyla. :o(

Muzelerdeki Turk eserleri hakkinda karmasik dusuncelerim var. Biz pek iyi bakamiyoruz bizdekilere. Ayrica baska ulkelerde, Turkiye'den ornekler olmali. Kurdistan lafina gelince, buralarda o kelime artik iyice oturmus. Biz baska realite icinde yasiyoruz, dunyanin geri kalani baska... Ama bazen Kurdistan lafini mesela Mezopotamya anlaminda kullaniyorlar. Politik degil de, kulturel olarak.

Ben ressamini, yuzyilini filan bilenlerdenim. Yetenek degil, aliskanlik. Bestecileri de bilirim. O kadar ovunulecek birsey degil. Ama bak, Brian anlamazdi, simdi benden iyi biliyor. Sanirim sen de birazcik ustunde dursan o is tamamdir. :o)

www.elifsavas.com/blog

Berceste said...

Sanem hep ilginç yerler ve bitkiler seni mi buluyor, sen mi onları bilemeyeceğim. İpek'in sitesinde yazdım bilmem gördün mü? Senin pastırma kokan semizotu diye pişirdiğin ot, çemen otu! Çemen aslında bir otun tozundan yapılmakta ve pastırmaya koruyucu örtü olmakta, yoksa et nasıl öyle koksun? Gelelim şu şehir hikayelerine, umarım sen gezmek için gitmiştin ve de sağ salim döndün evine! Müzelerde bizim eserleri görünce bazen mutlu oluyorum, bazen hüzünleniyorum. İlk tepkim hırsızlar, çalmışlar oluyordu ama elimizdekilere neler yapıyoruz baksana örneklerine! Neden kadir kıymet bilmemek ve bu kadar para odaklı yaşamak acaba? Siyasi konular beni boğuyor artık, o kadar gerçek ve o kadar içinden çıkılmaz hal alıyor ki gün geçtikçe! Allah akıl fikir versin diyorum insanlara. Elbet birgün doğrusunu anlayacaklar! Biz anlatmazsak da kim anlatacak? Diğer toplumlar o kadar yoğun yaşıyorlar ki yurtdışında, biz gerçekten azınlığın da azınlığı kalıp, sesimizi duyuramıyoruz. Fırsat bulup, başkalarının yataklığında zamanında yurtdışına kaçanlar kötü birşeyler yaptıklarında Türk, iyi birşeyler yaptıklarında da içlerinden geldikleri topluluğun ferdi oluveriyorlar!

Sanem said...

Deniz, Bilal'e hadi askere çağrısı yapıldı benim bildiğim, bakalım görecez, n'olucak ;)

Nazlı, bir akşam vakti gördük fareyi, fare kelimesi sevimli kalıyor, ağaçların arasına daldı sonra, kayboldu gitti. Bir de buralarda benim göl canavari diye tabir ettiğim, göl kenarina yakin yollarda çıkan bir yaratik var, gece çıkıyor ve farenin beyazi, korkunç, tarif edilemez.

Hatice, Türk motiflerini şu aralar Çinliler çok çalıyor, hatta bir kaç senelik mazisi var bu olayın. Türk halılarının artık değerinin düştüğünü, aynı motiflerin Çinde de pekala yapıldığını biliyorum, hatta İkea'ya bakılsa, Türk halılarını ucuza bulmak bile mümkün neredeyse. Çin malı gerçi, kök boya da değil belki ama motif aynı. Çalıntı diyince aklıma geldi.
Şu mahkeme programlarını da seyrettikçe, 13 yaş altına bile iniliyor, feci bir şey. İyi bir hafta sonu geçirdim ;) Teşekkürler Hatice'cim.

Özgüncehobi, ilk geldiğim sene de gitmiştim ve o zaman bu kadar cok zaman ayıramamıştım, fevkalede büyük bir yer olduğundan, planlı gezmek lazım, yoksa zaman yetmiyor.

Elif, müzede Türk eserlerini görmek çok güzeldi, hele hele bir odanin duvarlarini tamamen çini ile kaplamışlar ve ortada kocaman bir halı, halı korumada, camla çevrili, resim de çekilmiyor, ama en eski halıydı müzede. Bir de el yazması kitaplar vardı, maalesef onlar da fotoğraflanamadi.
Besteci dendi mi, az cok ben de ilgilenirim, keyif alırım ayrıca, ama işte resimde böyleyim, sadece gıpta+az biraz hasetle bakıyorum olaya, bilmiyorum :)

Berceste, çemen otu demek :) O zaman çemen otunu ıspanak gibi pişiren ilk ben miyim veya başka tarifi var mı acaba bir bakmalı. Bir de çemen tozu var bilirim, senin de dediğin gibi, ayrıca o tozu ezmenin içine koyup, servis edeni de gördüm. Sesimizi duyuramamak konusunda haklısın, işte ben de bu yüzden böyle oldum çıktım, az kaldı yakında hacklenir, bu blog işine elvada derim, üstelik bu çok da uzaktakilerden olmaz. İlginç bitki, yer demişsin ya, aslında bir hayvan var eklemek istediğim de, the most disgusting blog olur muyum endişem var ;)

♥ KNITTING ART said...

Merhaba Sanem
"Turtle" için mesajını aldım.
Aslında ben Ankara'dayım.Emeklilik sonrası bir hobi merakım olan
İngilizce sayfam, tamamen Ülkemiz güzelliklerini "Turizm" adına tanıtım amaçlıdır.Seni tanıdığıma da sevindim.Gene gelirim, fikir pay
laşımın da harika canım.Sevgiler
Mine

saniye said...

İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız tek olan Allah'a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun. hayırlı cumalar canım

Anonymous said...

Müze gezini paylaştığın için çok teşekkürler Sanemciğim.. Çok zevk aldım.. Çok görkemli görünüyor..
Hayır farelerin cirit atması garip tabi, Amerika'nın en büyük müzesinde :/
Neyse, ellerine sağlık canım..