Kabağın, taze baklanın, kurusundan favanın üstünde olsun, sabah kahvaltısında illaki domatesimle renk olsun, her cacığa eşlik etsin, yeter ki dolapta bulunsun, ben dereotunu çok severim. Gene Ankara'da Bahçelievler'de bir pastaneden sabah kahvaltısı niyetine aldığım o yuvarlak, yeşil, un kurabiyesi formatında ağızda dağılan tuzlu bisküviyi zaman zaman anarım. Önüme gelen dereotlu tarifleri taa o tada denk getirene kadar denemeye devam ediyorum. Şimdilik idare eder olan yukardaki, aşağıdaki ise tarifi.
Dereotundaki kalsiyum miktarı sütte bulunandan daha fazlaymış, sütte 117mg iken, bizimkinde 208mg imiş. Ben süt içmem, sütlü ürünlerle de aram yok, ama çoğunlukla dereotsuz sabah geçirmem, demek ki bünye bir şekilde buluyor dengeyi. Aferin.
10 comments:
Ben de bayılırım dereotlu poğaça ve tuzlu kurabiyelere...Sevgiler...
Goruntusu kadar bence lezzetide harikaydi ellerine saglik..Bende dereotunu cok severim sabah kahvaltisinda, birazda senden bulasti:)) diyebilirim cok iyide oldu.. Sabah kahvaltilarina cok guzel lezzet veriyor/...Bu arada sutlu tatli demistin ya aklima geldi, Aglayan pastanin uzerine sut dokuyorum sanirim senin aradigin tarifte o diye dusunuyorum..Gorusmek uzere tatlim..:)
Ne tesadüf, günlerdir dereotunu ne kadar sevdiğimi ve nasıl leziz bir tadı olduğunu düşünüyordum.:)
Benim de sabah kahvaltısında domates üzerine doğranmış hali ve tuzlu unlu mamüllerine karışmış hali favorimdir. Ama bu kadar kalsiyum içerdiğini bilmiyordum.
Teşekkürler...
dereotu, nane, yesilsogan, domates ilkbahrad pazardan gelince yapilan salatanin kokusu nefis olur.
Bhacelievlermi dedin !!!bulkami sedami hangisi?
ben bahcelievlerde buyudumde
canim cok optum sevgiler.
Burası çok huzurlu bir blog. Seni tanıdığıma memnun oldum.Sevgiler.
dereotsuz yaşam geçmez,dereotsuz tatlar birşeye benzemez...
nefis....
Sevgili Sanem,
Ben de dereotu severim. Cacık onsuz düşünülebilir mi? Çok nazlı bir bitki olması ve uzun süre dayanmaması çoook kötüüüü
Sevgiyle kal
Lezzet aşkı, kim sevmez dereotunu derdim ama o kadar da sevmiyeni var bu yeşilin. Bu arada bloga ara vermiceksin di mi? Lütfen...
Özgünce arkadaşım buldum ben o tarifi, pek yakında artık ne zaman olursa bu yoğunlukta, yapıcam gelirken de getiricem :)
Geveze kalem, asıl ben sizin bu kadar güzel hikayeler yazdığınızı bilmiyordum.
Ferhan'cım Bahçelievler 54.sokak. Evşen galeriye gelmeden bir pastane, ismini hatırlamıyorum ama. Bulka 8.caddede olan mıydı? Ama yedideki mantıcıyı bilirsin di mi, ne güzeldi ya, özledim o günlerimi.
Evrensel yaşam, ben de seni tanıdığıma çok memnun oldum.
Perili :)balıkla da yerim ben kendisini. Limon, sarmısak ve dereotu üçlüsü sosu yapıyorum.
Şennur'cum ondan biraz daha pahalı kendisi buralarda. Kurusu da var, millet makarna salatasına falan koyuyor ama tazesinin yerini tutar mı hiç.
Bunca yildir dereotsuz yasadim, tanimam etmem diyordum ki gecenlerde sirf mucver icin bir kutu aldim. Iki sap kullandiktan sonra geriye kalani neyapsam bulamadim. Arkadaslar domatese dograyalim demis ama bilmem kilosu kaca o kirmizi seyin burda haberleri var mi:) Neyse, tarifinin ucunu verdiginiz kurabiyeden yaptim firindalar suan, acayip guzel kokuyo ev. Nedir ne degildir yedikten sonra paylasacagim, tesekkur ederim.
:)
e gidelim hadi o pastaneye
bence o liva
bi büyüdü bi büyüdüki sorma
köşe galeri de artık bi liva
karşılıklı takılıyorlar
onun karşısı da starbucks
görsen üzülürsün 54. sokağa
Post a Comment